Vialand Tema Parkta Ne Var Ne Yok!

29.4.15


Son gelen bir fırsat haberine göre; koşa koşa gidip çeşit çeşit aldığımız nesquiklerden kazandığımız; Vialand Tema Park’da geçerli %50 indirim indirim kuponlarıyla başladı tüm hikaye (: Neler yaptık, neler yaşadık, neleri tavsiye ediyorum şimdi bunlardan bahsedicem. Umarım gitmeden önce güzel bir rehber olur size; çünkü yazının içinde oldukça önemli tüyolar var. Bu arada epey uzun bir yazı olacak şimdiden söyliyim (:

Öncelikle biz Migros Nesquik indirimi ile kişi başı 42 TL’den aldık biletlerimizi. Buranın bir özelliği her oyuna, parkura ayrı ayrı para ödememeniz. İstediğiniz kadar tüm parkurları kullanabilirsiniz...
Saat kısıtlamasıda yok. Sabah açılıştan akşam kapanışa kadar içeride eğlenmek serbest. Gün içinde acıktığınızda ise kolunuza yapılan bir kaşeden sonra Vialand’ın yemek alternatiflerinden birinde karnınızı doyurup, kaldığınız yerden devam edebilirsiniz.
Sekiz kişilik bir grup halinde Cumartesi günü koyulduk yollara. Sabah 11.30 da başlattığımız keşfimiz akşam 20.00’da son buldu. (Vialand Tema Park bu saatte kapanıyor)



            Vialand alışveriş merkezinin içinde bulunan ve mini Disneyland olarak adlandırılan bu park daha kapısının önündeyken sizi heyecanlandırmaya başlıyor. İhtişamlı bu kapıdan girdikten sonra; kafanızda nerden başlasam düşünceleri uçuşuyor tabiki. Biz daha önce hiç gitmemiştik ama grubumuzda tecrübeli olanlarda vardı.
            

       İlk girdiğinizde size sevimli kahramanlar karşılıyor. Çizgi film kahramanlarıyla çekilen bir kaç kareden sonrada biraz parkı gezdik; keşif yaptık. Biraz çocuk parkında gezindikten ve atlı karıncada ufak bir tur attıkdan sonra, ilk durağımız meşhur “Nefes Kesen” oldu. Nefes kesen; 110 Km hızı aşan süratle büyük bir heyecan yaşatıyor. Biz ilk binişimizde oldukça heyecan ve küçük kalp kıpırtılarıyla bindik bu alete(: Ama sonunda harika birkaç saniye geçirmenin heyecanıyla epey mutluyduk. Nefes keseni şiddetle tavsiye ediyorum. Tema Park’a gidipte Nefes Kesen’e binmemezlik yapmayın (: Nefes Kesen’nin bir alt seviye de ki hali ise; Macerapereset. Ama kesinlikle bir Nefes Kesen değil!
            Sonra ki durağımız ikinci bomba meşhur Viking! Biz ufak tefek ıslanırız ondanda ne olacak zaten kurutma makinasıda var imiş düşüncesiyle kendimizi Viking’in içerisinde bulduk. Üzerimizde hiç bir koruma, ceket, mont, yağmurluk olmadan başladık. Büyük bir zevkle başlayan bu macera iki şiddetli su baskını sonunda; Kuru hiç bir yerimiz olmadan bitti. Hiç abartısız söylüyorum bunu. Çünkü alt üst yeni kıyafet almak durumunda kaldım gerisini siz tartın (: Kurutma makinaları var evet, fakat pek bir işe yaradığını söyleyemeyeceğim. Benden size tavsiye yanınızda sağlam bir yağmurluk götürüp heryerinizi kapatmanız ve de her ihtimale karşı yedek birşeyler çantanıza atmanız. En önemli ipuçlarından biride; eğer fazlaca ıslanmak istemiyorsanız sağ ve sol köşeye siz oturmayın. En ön sıra ve ortalar her zaman en az ıslanan yerler (: Ama her neolursa olsun Viking de asla binmeden çıkmamanız gereken bir parkur.
            Bir diğer sulu parkur ise Çılgın Nehir! Kendisi adı gibi çılgın bir parkur ama kesinlikle Viking kadar ıslanmıyorsunuz hatta hiç ıslanmayabilirsinizde. Buda asla atlanmaması gereken bir parkur. Sadece sürekli dönerek gittiğiniz bir nehir yolcuğu olduğunu söylemek isterim. Çünkü baş dönmesi, mide bulantısı gibi durumlara hassasiyetiniz varsa binmeden önce bir gözden geçirebilir, izyelebilirsiniz.



            Bundan sonra ki en bomba parkur ise; Adalet Kulesi! Biz bu aşamada sekiz kişiden (üçü çocuk) iki kişi kaldık; ve büyük bir cesaretle adalet kulesi sırasında bulduk kendimizi. Kuleden içeri girdiğinizde simsiyah 50 metrelik dört duvarla başbaşasanız.  Yukarı baktığınızda masmavi bir gökyüzü. Nitekim oturduk koltuklarımıza. Yukarı doğru yükselirken; hiç bir sorun yok. Tek düşündüğünüz inişi. Çünkü yavaş yavaş çıkıyorsunuz.  Çıktığınızda ise tek düşünceniz aşağıya ne zaman ve nasıl ineceğiniz…. Derken aşağıdasınız…. Üç saniyelik bir süreç bitti. Ama nasıl bitti işte o tam anlamıyla anlatılmaz yaşanır!(:
           
Bunlar olmazsa olmaz; en adrenalin dolu olan parkurlardı. Tek bir eksik 360. Ona binemedik; ama bir dahakinde onuda anlatıyor olacağım (:
            Diğer çok severek bindiğim parkurlar; Fatih’in rüyası. Bu bölümüde özellikle tavsiye ediyorum İstanbul’un Fethi’ni sandalda izlemek çok etkileyici. Bunun dışında; Süngerbob Karepantalon, Dora ve Diego’nun maceraları, minik keşifler, safari tüneli ve zindan. Bunların bazıları çocuklar için demeyin kesinlikle içlerine girin ve yaşayın derim! Bunların hepsi izlemesi keyifli parkurlar.


            Biz finali üst üste iki kere Nefes Kesen’e binerek yaptık. Bu bizim için gerçekten güzel bir finaldi. Tavsiye ediyorum (: Eğer sizde gittiyseniz; en sevdiğiniz parkur hangisiydi yorum bırakırsanız çok sevinirim.











Benzer Yazılar

0 yorum