Yeni haftadan selamlar herkese;

Her nekadar Ramazan bitiyor ve bayrama dört gün kalmış olsada ben iftar için gittiğimiz yerleri yazmaya devam ediyorum. Çünkü Ramazan dışında da sizlere alternatif olacağını düşünüyorum.

Bugünki mekanımız; Süleymaniye’de ki Sefa-i Hürrem. İsmi çok şık ve etkileyici gelen bu yere bir tavsiye üzerine ilk defa gittik. Önceden rezervasyon yaptırmıştık, aksi takdirde istediğimiz yerde oturamayabilirmişiz.
Oturduğumuz yer; terasın bir alt katında balkondu. Manzara tam anlamıyla enfes. Yemek yerken keyif alıyorsunuz. Bu fotoğrafları iftar saatine yaklaşırken çektim. Manzaranın tadını siz yorumlayın :) Sunumlar standart ama özenliydi. Ortamda ki tek sorun, sandalyeler geniş olduğu için olsa gerek, arka arkaya olan masalar birbiri ile çok sıkıştı.

Biz iftar saatini beklerken kısa bir, Semazen gösterisi oldu. Bu esnada siparişlerimiz alındı. Menüde farklı et ve tavuk alternatifleri vardı. Mezeleri ve salatası çok lezzetliydi. Çorbamız sıcacık geldi. Ana yemeğimizde de, etlerimiz sıcak ama tavuğumuz çok kuru kalmıştı. Bununla ilgili önceden uyarmakta fayda olabilir. Bunun dışında karnımızda, gözümüzde keyifle doydu. Peki ya tatlı? Tulumba ve Kemalpaşa vardı. Nasıldı derseniz; hüsran değil ama ben pek sevemiyorum Kemal Paşa’yı işte. Tulumba beni idare eder desemde, onuda çok sevemedim. Anlayacağınız bu Ramazan tatlı konusunda şanssızım :)


Buraya gidilmeli mi? Kesinlikle gidilmeli. Sadece çay kahve içmeye bile olsa gidilmeli ve görülmeli! Veee son olarak nediyoruz yine; dostlarla sohbet şahane yemekler bahane :)

Sıcacık birgünden selamlar :)

İftar davetleri peş peşe devam ediyor. Bende bu davetlere gittikçe; sizlere fikir olması açısından yazmaya devam ediyor olacağım.
Geçtiğimiz Pazar Günü’nün durağı; Fuat Paşa Yalısı. Burası Sarıyer’de. Biz internet üzerinden nereye gitsek diye dört dönerken burayı bulduk ve ufak bir araştırmadan sonra hiç düşünmeden gittik :)

Fuat Paşa Yalısı; hem otel hemde restaurant olarak kullanılıyor. Deniz kenarında, ve çok güzel bir manzaraya sahip. Tabi birde kenarda bir masanız varsa; değmesinler keyfinize :) Adındanda anlaşılacağı üzere; burası bir yalı, dolayısıyla oldukça ihtişamlı bir havaya sahip. İlk girdiğiniz bu hava size epey etkiliyor. Sonrasında manzara ve deniz havası ise; keyifli saatler geçiriceğinizin garantisini veriyor adeta.


Gelelim yemeklere ve sunuma; masamız çok şık, rahat bir şekilde kurulmuştu. İlk önce iftariyelik tabaklarımız geldi. Herkese tek tek gelen bu tabaklarımızda oldukça zengindi. Bu esnada bakır çaydanlığımızda ateşi ile birlikte yanı başımızda belirdi. Sonrasında çorbalarımızda sıcacık geldi. Ara sıcaklarımız ve ana yemekde tam damağımıza göreydi. Sıcak, taze ve lezzetli bir şekilde yedik yemeklerimizi. Tabi bu esnada; çayımızda yanımızda yavaş yavaş demlendi. Bu bizim en keyif aldığımız noktalardan biriydi diyebilirim. Yemek sonrası çaya asla hayır diyemem :)

Servis ise, oldukça hızlı ve özenliydi. Denizin verdiği keyif, manzaranın tadı, koyu sohbetleri de arkasında getirdi. Tatlıya gelirsek; tatlısı standart; güllaçtı. Tek eksisi bu diyebilirim. Çünkü hem çok sevemedik güllacı hemde iftar menülerinde mutlaka ikinci bir alternatif tatlı olmalı; aramızda hiç sevmeyenlerde vardı.

Fiyat olarak ise; biz kişi başı 49 TL ödedik. İki farklı menüsü var; bir diğeri et menü. Oda 89 TL idi yanlış hatırlamıyorsam. Önceden arayıp rezevasyon yaptırmanız şart, ödemeyide rezervasyon esnasında alıyorlar. Ayrıca arabasıyla gitmek isteyenlere güzel bir haber; kendi otoparklarıda var.