Günaydın :)
Malum havalar ısındı. Ne yapsak hafta sonu düşüncesi Pazartesi'den kafaları kurcalamaya başladı. Okulda, işte bu sıcak havalarda durmak epey zorlaştı. Kış uzun sürüncede hasret kaldık bu havalara; öyleyse gelin size benden güzel bir öneri;

Hem sağlıklı, hem keyifli, hem eğlenceli hemde dolu dolu bir gün için;
GEZEREK YÜRÜ!


İşte benim gezerek yürüme serüvenlerimden; Part 1!
Cumartesi günleri son iki aydır benim için dişçide başlıyor. Bazen oldukça zor geçen bu saatlerden sonra bir de havalar böyle güzelse kendimi zor atıyorum dışarıya. Ve işte o andan itibaren hiç bir dört duvar arasında saatlerimi harcamak istemiyorum. Yine böyle birgünden sonra düştük yollara. Sahil havası almak istediğimize karar verdiğimiz andan itibaren Beşiktaşdan koyulduk yollara. Tabi bu uzun soluklu tabanvay yolculuk için gerekli alet edavatada sahiptik. Eşofman, spor ayakkabılarımız ve olmazsa olmaz suyumuz!

Beşiktaşda yaşayanlar bilirler; Beşiktaş Ortaköy arası keyifli bir tabanvay yoludur. Yaz kış yürünebilir bir havası vardır, her nekadar hafta sonları fazla kalabalık olsada. Ortaköy'den sonrası ise aslında daha cezbedici ama genelde dört tekerlekle ziyaret edilen bir yoldur.
Biz bu sefer hiç bir plan, rota belirlemediğimiz bu yolculuğumuzda; Ortaköyden sonra Kuruçeşmeyi ziyaret ettik. Kuruçeşme bizim sıklıkla gittiğimiz bir yer. Orada fazla oyalanmadan Arnavutköy' e geçtik. Ben her zaman Arnavutköy'ü, sahilini, içeride ki sokaklarını çok sevmişimdir. Çok sevimli ve keyif verici gelir.  Arnavutköy'ü de geçtikten sonra ki durağımız; Bebek. Bebek sahilini dümdüz geçtiğimiz ve genelde de Waffle yemeye gittiğimiz için; sahilden içeri girdik bu sefer. Tabiki caddeden daha sakin ve keyifli bir sahili var. Burada ufak bir moladan sonra devam ettik yolumuza.

Sohbet koyu, yolculuk eğlenceli. Sahil ise bizim. Hiç bir yere bağlı kalmak zorunda değiliz. Çevremizde bisikletle gezenler, balık tutanlar, yürüyüş yapanlar, patenin tadını çıkaranlar ve güneş, deniz  daha ne olsun; yola devam :)
Biz, ufak molalarla yolumuza devam ederken Baltalimanını'da geçtik ve Emirgan'dayız. Akşam üstü oldu. Yolculuğa 2 -  3 gibi başlamıştık zaten. Emirgan'ın içinde girmeden olmaz. Emirgan korusu gezilmeli biraz salıncak molası verilmeli, yeşillik havası alınmalı. Buarada ne yedik içtik derseniz, şimdiye kadar sadece su :)

Biz yürüyüşümüze başlamadan önce Beşiktaş'da börek yemiştik. Oyüzden arada hiç acıkmadık; taki Emirgan'a kadar. Orada da ufak bir atıştırmayla geçiştirdik. Çünkü hala tam anlamıyla aç değildik.Emirgan'ın içinden İstinye'ye attık kendimizi. Son gördüğümüz yer; İstinye otobüs durağı. Dönüşümüz otobüsle oldu :)

Günün sonunda; ufak bir yorgunluk oldu tabiki ama bacaklarımızda, ayaklarımızda en ufak bir ağrı sızı hissetmedik. Aksine özgür ve doyasıya keyifli bir gün geçirmenin enerjisi vardı üzerimizde. Pazar gününe enerji depoladık bile diyebilirim.
Tavsiyem; bu havalarda kapalı yerlere tıkılmamanız. İstanbul; gezilip, görülmeyi, keşfedilmeyi bekliyor. Eğer nefes almak istiyoranız bu hafta sonu; bu güzergah güzel bir seçenek olacaktır. Biz bu sefer denizin, güneşin ve havanın tadına vardık. Bir sonra ki yazımızda Anadolu Yakası'nı tabanvay keşfediyor olacağız :) Hepinize iyi haftalar....